Basına ve kamuoyuna,
Kanadalı Alamos Gold şirketi Türkiye’de ki işletmesi olan Doğu Biga Madencilik ile Kirazlı Balaban mevkii ve Bayramiç Cazgırlar köyü arasındaki sahada metalik madencilik çalışmalarına devam ediyor. Bahsi geçen bu alan, yaklaşık 3.500 ha alan olup, bugüne kadar karaçam ağaçlarına, meşelere ve doğal yetişmiş makilik orman örtüsüne ev sahipliği yapmıştır. Hayvanların, börtü böceğin, mikroskobik ama ekosistem için önemi tartışılamaz küçük canlılar için yaşam alanı olmuştur. El değmemiş, etrafında hiçbir yerleşim alanının olmadığı, doğal bir su toplama havzasıdır. Oysa bugün onbinlerce ağaç katledilmiştir. Yaşayan bir canlı türü kalmamıştır ve yaşam adına en vahim sonuçlardan biri olan su da korkarız ki yakında kalmayacaktır.
Şirket geçtiğimiz aylarda kendi web sitesinden yayınladığı haberde işletmeye geçmek için beklediği son izin olan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’ndan işletme iznini aldığını duyurmuştur. CİMER üzerinden yaptığımız başvuru ile iznin ne zaman verildiğini, içeriğini sorduk ve verilen cevapta bunun 3. Kişilerle paylaşılamayacak bir bilgi olduğu tarafımıza cevap olarak geldi. Bildiğimiz henüz bu izin gerekçesi ve tarihinin, ya da bir kopyasının avukatlara da ulaşmamış olduğudur.
Son arazi çalışmamızda, şirketin ağaç kesim işini neredeyse bitirdiğini hatta önceki dönem kestiği ağaçlık alanların orman örtüsünü de sıyırmaya başladığı, enerji nakil hattı çalışmalarına başladığı, trafo kurduğu, atık havuzları için arazi çalışması yapmaya başladığı ve patlatılacak tepelerin işaretlendiği idi. Belediye meclisi çevre ve sağlık komisyonu vali bey ile görüşmüş ve vali bey, şirketin çalışma prensibine güvendiğini dile getirmiştir.
Metalik madencilik olan ‘’altın madenciliği’’ hiçbir arıtma tesisi içermemektedir. Dünyanın her yerinde böyledir. Bu nedenle vahşi madencilik olarak adlandırılmaktadır. 1. Derece deprem kuşağında yer alan Çanakkale ili için fay hatlarının kesişim noktalarında konuşlandırılan hiçbir atık havuzunun güvenilecek çalışma prensibi yoktur, olamaz. ÇED raporları neyi, nasıl koruyacaklarını açıkça göstermektedir zaten. Çanakkale’deki karar mercilerinin ısrarla bu tehlikeyi görmemeye çalışmalarını anlamak mümkün değildir. Türkiye’nin pek çok yerinde altın madenciliğinin gözle görülür olumsuz sonuçları ortadadır. Şirketin Meksika’da ki işletmesinde yaşanan toprak kayması ve yaşanan iş cinayeti alınan güvenlik önlemlerinin yakın dönem göstergesidir. Ayrıca Brezilya’da defalarca yaşanan atık havuzunun taşmış olması ve ekolojik hayata verdiği zarar bilinmektedir. Hal böyleyken ısrarla var olan değerleri yok etmeye çalışmanın ve tüm gerçekliğe göz yummanın bir anlamı yoktur.
Konunun öneminin ve aciliyetinin anlaşılması için görmeyen göz, duymayan kulak kalmasın diye, 19 Haziran Çarşamba günü 20:00-22:00 saatleri arasında Twitter dan sosyal medya kampanyası başlatıyoruz. Tüm Türkiye’den destek bekliyoruz. Yaşamı savunmak için sadece birkaç dakikasını ayırmasını ve Twitter hesaplarından #KazdağlarıHepimizin demelerini bekliyoruz. Hiç kimsenin tek başına yaşam hakkımıza müdahale etmeye hakkı yok. Biz de müdahale edenlere karşı sahip olduğumuz hak ve yetkiye dayanarak mücadelemizi sürdüreceğiz.
Çanakkale Kent Konseyi Çevre Meclisi Yürütme Kurulu